21 Şubat 2021 Pazar

Mektup Arkadaşlığı| Mektup Arkadaşı Nasıl Bulunur? Mektup Nasıl Hazırlanır ve Gönderilir?


Mektup arkadaşlığı edindiğim en güzel hobilerden. Mektup arkadaşlığı sayesinde dünyanın dört bir yanından arkadaşım oldu. Dünyanın öbür ucundaki hiç tanımadığın birinin senin için bir şeyler hazırlayıp göndermesi en güzel hislerden biri kesinlikle. Mektuplar gelmeden önce sana ulaşmasını beklemek ise sanırım en tatlı heyecan. Sonrasında çeşitli ve bir o kadar da tatlı kırtasiye ürünleri ile haşır neşir olarak mektup hazırlama süreci var ki bu da işin en eğlenceli kısmı işte! Ve daha neler neler... Önce nasıl mektup arkadaşı buluyoruz, ondan bahsedelim.


Neredeyse bütün mektup arkadaşlarımı instagram'dan buldum. Sırf bu işte kullanmak için instagram'da kendime yeni bir profil açtım. Mektup arkadaşlığı ile ilgili çeşitli etiketler (hashtag) var; #penpal #penpals #penpalwanted #penpalswanted #snailmail #happymail gibi... (Mektup arkadaşlığına "penpal" deniyor. Bir nevi kalem arkadaşı demek gibi bir şey. "snailmail" ise e-mail'e göre çok daha yavaş olduğu için normal postaya verilen isim. Çünkü snail, salyangoz anlamına geliyor.) Bu etiketler sayesinde mektup arkadaşlığı ile ilgilenen kişilerin profillerine ulaşıp onlar hakkında biraz bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Genelde herkes profilinde kendilerinin gönderdiği ya da başkasından gelen mektupları paylaşıyorlar ve bu sayede o kişinin ne tür ve nasıl mektuplar hazırladığı hakkında fikir sahibi olabiliyorsunuz. Eğer hoşunuza gittiyse o kişiye bir mesaj atıyorsunuz. Kendinizi kısaca tanıtarak mektup arkadaşı olmak istediğinizi belirtiyorsunuz. Eğer o kişi de onaylarsa mektup arkadaşı oluyorsunuz. Kimin önce yazacağına aranızda karar veriyorsunuz. Genelde önce bir kişi yazar, mektup karşı tarafa ulaşır ve bu sefer yazma sırası karşı tarafa geçer ama aynı anda yazıp gönderenler de yok değil. Tabii aynı şekilde size de istek mesajları gelebilir. bunun için DM kutunuzu sık sık kontrol etmelisiniz. Bazen mesajlar istek kutusuna düşebiliyor, arada sırada orayı kontrol etmenizde de fayda var.


Mektup arkadaşımızı bulduk, sıra geldi mektup hazırlamaya... İşte burada hayal gücünüzün sınırlarını olduğunca zorlayabilir, yaratıcılığınızı ön plana çıkarabilirsiniz. Klasik bir zarftan ziyade, daha renkli, resimli, stickerlı, hatta eski kitap sayfalarını kullanarak size özel bir tasarım oluşturabilirsiniz. Hatta küçük bir dip not vereyim; bu dünyada klasik düz ve boş bir zarf göndermek hoş karşılanmıyor. Zarf süslemedeki en iyi yardımcım her zaman renkli ve desenli kağıt bantlar olmuştur. Bu bantlara washi tape deniyor. Zarfın içine süslü püslü mektup kağıdının yanında birçok şey koyuluyor. Bitki çayları, kahveler, stickerlar, kitap ayraçları, not kağıtları, washi tape bantlar ve mailtag gibi... (mailtag, mektup yazdığınız kişi ile ilgili merak ettiklerinizi yazdığını bir soru kağıdı, karşıdaki kişi bu soruları cevaplayıp size geri gönderiyor) Bana Endonezya'dan bir arkadaşım magnet bile yollamıştı. Renkli kalemler, boyalar da en büyük yardımcınız olacaktır. Bütün bu malzemeleri büyük kırtasiyelerden bulabilirsiniz. Özellikle ben bantlarımı miniso'dan çok severek almıştım. Buna benzer mumuso, yoyoso mağazalarına da göz atabilirsiniz, çok güzel şeyler var.


Mektubumuzu yazdık, içine hediyelerimizi koyduk, zarfımızı süsledik, sıra geldi göndermeye hazır hale getirmeye. Zarfın ağzını ister yapıştırıcı ile ister bant ile kapatın. Ben garanti olsun diye ikisini de yapıyorum. Daha sonra gönderen ve alıcı adreslerini de yazdıktan sonra sıra pul yapıştırmakta. Pulları isterseniz filateli.gov.tr adresinden sipariş verebilirsiniz, isterseniz da postaneye gittiğinizde görevliden alabilirsiniz. Mektup gönderirken sadece pullara ödeme yapıyoruz. Ne kadarlık pul yapıştıracağımızı da mektubumuzun ağırlığı belirliyor. Eğer 20 gramlık bir mektupsa standart ödemeyi yapıyorsunuz ama eğer mektubunuz 20 gram'ı aşıyorsa ödeyeceğiniz miktar da değişiyor. Bu şekilde gönderdiğiniz mektuplar kayıtsız olarak gönderiliyor, yani takibini yapamazsınız. Ulaşıp ulaşmadığını ancak mektubu gönderdiğiniz kişiden öğrenebilirsiniz. Ama eğer mektubun takibini yapmak istiyorsanız kayıtlı olarak gönderebilirsiniz ki bunun ücreti de farklılık gösteriyor.

Bu aşamadan sonra artık bizim yapacağımız bir iş kalmıyor, gerisi postacıların görevi. Yurtdışından mektup almak çok uzun zaman alabiliyor maalesef, benim gelmesi iki ayı bulan mektuplarım olmuştu. Yurtdışına giden mektuplarım nedense hep daha hızlı gitti. Yurtiçinden gelen ve mektuplar da çok uzun zaman alıyor maalesef. Ve kaybolan bir sürü mektubum da oldu ne yazık ki...

Umarım merak edilen her şeyi anlatabilmişimdir. Ben mektup arkadaşlığı sayesinde birçok yeni arkadaşla tanıştım, güzel dostluklar edindim ve harika mektuplar aldım. Bence bu duyguyu herkes hayatında bir kez de olsa tatmalı. Dilerim ki sizler de çok güzel arkadaşlıklar edinir ve harika mektuplar alırsınız.

Sevgiler!

19 Şubat 2021 Cuma

Resme Nasıl Başladım?


Merhabalar! Bu yazımda resme nasıl başladığımdan bahsedeceğim. Öncelikle resim ile ilgili herhangi bir eğitim almadığımı söyleyebilirim. Sanırım resim dersini en son ortaokuldayken almıştım. Ama resim yapmayı hep çok sevmişimdir. Yapmasam da ya da zamansızlıktan yapamasam da hep aklımda bir yerdeydi resim. Lise sınavları, üniversite sınavları vs derken resimle hatta herhangi başka bir hobiyle bile ilgilenemedim. Ama üniversiteye giriş zamanlarımda yetenek sınavlarına girmeyi düşünmedim değil ama sınava girecek kadar bir hazırlığım yoktu, açıkçası sadece istek olarak kaldı ve bunun üzerine gidemedim maalesef. Derken üniversiteden mezun oldum, çalışmaya başladım. Tatillerimde kendime meşgale ararken resme tekrar başlamaya karar verdim. Bir resim kursuna gitmeyi düşündüm ama uygun bir yer bulamadım, bulduklarım da bana uymadı, saatler çakıştı falan derken internetten bir şeyler araştırıp okuyarak ve izleyerek öğrenmeye başladım. Özellikle youtube'dan epey video izledim. Birçok yazı okudum. Önce elimdeki malzemelerle bir şeyler yapmaya çalıştım. Sonra yavaş yavaş malzemelerimi tamamlamaya başladım. Araştırdıkça malzemeler hakkında da epey bilgi edindim. Öğrendiklerimi, daha doğrusu resim yolculuğumu blog ve youtube kanalımda sizlerle paylaşıyorum.

Önemli olan olabildiğince çok pratik yapmak ve tecrübe edinmek. İlk yapışta elbette ki hatalar olacaktır, önemli olan bir sonraki resimde aynı hatayı yapmamak ve her yeni resimden bir şeyler öğrenebilmek. Dolayısıyla resme ilgisi olanlar için iyi ya da kötü bir yerden başlamak gerek diye düşünüyorum. Resme başlamak isteyen ama tereddüt eden varsa seve seve yardımcı olurum, sorularınızı cevaplandırırım.

Sevgiler!

16 Şubat 2021 Salı

Kadıköy Moda | En Sevdiğim!


İstanbul'un en sevdiğim semti tartışmasız Kadıköy, Moda. Herhangi bir işim olmasa bile sokaklarında gamsızca dolaşmak, havasını solumak o kadar iyi hissettiriyor ki anlatamam. Canım sıkılınca gittiğim tek yer neredeyse. Bir gün Moda'ya taşınmak ise hayallerim arasında.


Deniz kenarında dolaşmak, martıları ve vapurları seyretmek, Haydarpaşa'ya bir selam vermek,

Moda sahile inmek, Moda çay bahçesinde deniz manzarasına karşı bir çay içip gün batımını izlemek,

Eski sokaklarda dolaşıp eski evleri seyre dalmak,


Bahariye'yi baştan sona yürümek, sokak çalgıcılarını dinlemek, sokak aralarındaki incikcincik dükkanlarında kendimi kaybetmek, acıkınca dilim pizza atıştırmak, pide sun'un lezzetli pidelerinden, snob'un şahane hamburgerlerinden tatmak ve bütme evinden bütmelenmek...

İyi gelmez mi hiç?


Peki ya siz Kadıköy'ü sever misiniz? Siz neler yaparsınız, ne yer içer, hangi sokaklarından geçersiniz? Merakla bekliyorum, yorumlarda buluşalım. :)

Not: Fotoğrafların tümü bana aittir. :)