23 Ekim 2021 Cumartesi

Yalnızlığa Övgü

Genelde sıkışık ve dar zamanlarımda burada bir şeyler yazarken buluyorum kendimi. Herhalde sorumluluklarımdan kaçış yöntemlerimden biri de bu. Yapacak çok şeyimin olduğu günler genelde migrenim tuttu, tıpkı bugün de olduğu gibi. Neyse ki bir işe başlamak için güneşin batmasını beklemek gibi pis bir huyum var ve çok şükür ki güneş batarken ağrılarım da azalmaya başladı.

Şu helen ya da david heykelcikleri oluyor ya onlardan çok istiyorum. Daha çok david istiyorum ama. Baktım kimsenin bana alacağı yok, indirimde bir helen yakaladım ve kendi kedime hediye ettim. Başında bir sukulent var. Evdeki bitkilerim gitgide çoğalıyor. Sarmaşığım mesela aldı başını gitti. Bir dolabın üstünden sarkıtıyorum şimdilik ama yere değmesine çok az kaldı. Sonra ne yapacağım bilmiyorum. Öyle duvarlara dolamak falan istemiyorum çünkü, eski moda. Şimdilik sadece güzel bir monstera eksik.

Bir sürü taslak eklemişim. Ama hazırlayacak vaktim yok. Yoksa yazacak çok şeyim var. Bu arada friends'in neredeyse son sezonuna geldim. Neyse ki friends izleyecek vakti kendime yaratabiliyorum. Çünkü sadece o keyfimi yerine getirebiliyor. Bitince ne yapacağım en ufak bir fikrim yok.

Mesela bu yıl yeni bir yerdeyim, ama nedense mekanlar değişse de insanlar hiç değişmiyor. Bu çok net. Bu sefer beni üzemeyecekler çünkü gardımı çoktan aldım. İnsan her yerde insan işte. Aklıma Özdemir Asaf'ın 'Yalnızlığa Övgü' şiiri geliyor.